EPİLEPSİ (SARA HASTALIĞI)
Epilepsi altta yatan bir sürece bağlı olarak tekrarlayan nöbetleri içeren bir klinik tablodur. Epilepsi nöbetleri beyindeki sinir hücrelerinin birden anormal ve yoğun deşarjları sonucu ortaya çıkmaktadır. Klinik tablo çok çeşitli olabilmektedir. Beyinde hangi bölgede sinirlerin deşarj olduğuna ve tüm beyine yayılıp yayılmadığına göre değişmektedir. Halk arasında sara nöbeti denilen klasik tipte (jeneralize tonik-klonik tipte nöbet) ellerde kollarda kasılma, ağızdan köpük gelme şeklinde bayılmalar şeklinde olabileceği gibi sadece birkaç saniye süren gözlerde dalma atakları (absans tipi epilepsi) şeklinde de epilepsi nöbetleri görülebilmektedir. Nöbetler şuur değişikliği ile birlikte olabileceği gibi şuur değişikliği olmadan da görülebilmektedir. Toplumda görülme sıklığı bin kişide 5 ile 10 kişi arasındadır.
Epilepsi tipleri nelerdir?
Epilepsi nöbetleri parsiyel (kısmi) ya da jeneralize (yaygın) olmak üzere iki tipte görülmektedir. Parsiyel (kısmi) nöbetlerde nöbet aktivitesi beynin belli bir yerinde sınırlı kalmakta beynin diğer bölgelerine yayılmamaktadır. Jeneralize (yaygın) tip epilepside ise beyinin yaygın olarak diğer bölgeleride eş zamanlı olarak etkilenmektedir. Parsiyel (kısmi) nöbetlerde genellikle altta yatan beynin yapısal bir bozukluğu söz konusudur.
1-Parsiyel (kısmi) nöbetler
Parsiyel (kısmi) nöbetler basit parsiyel epilepsi ve kompleks parsiyel epilepsi olmak üzere iki gruba ayrılır. Basit parsiyel nöbette şuur bozukluğu olmaz iken kompleks parsiyel nöbette şuurda bozulma olmaktadır. Parsiyel (kısmi) nöbetlerde görülen belirtiler beynin hangi bölgesi etkilenmiş ise beynin bu bölgesi hangi görevi üstleniyorsa ona ait bulgular ortaya çıkmaktadır. Basit parsiyel nöbetlerde şuur bozukluğu olmadan motor, duyusal, otonomik yada psişik şikayetler ortaya çıkmaktadır. Fokal motor nöbetlerde şuur tamamen normal iken bir kol yada bacakta kasılma-titreme şeklinde yada baş ve boynun bir tarafa istemsiz olarak dönmesi şeklinde yada tüm vücutta kasılma-dönme ve konuşma bozukluğu tarzında nöbetler olabilmektedir. Duyusal nöbetlerde yine vücudun bir bögesinde tek kol, bacak yada bir yüz yarısında uyuşma, karıncalanma, ağrı yada yanma şeinde nöbetler görülebilmektedir. Otonomik belirtilerin olduğu nöbetlerde yüzde kızarma, tansiyonda düşme yada yükselme, terleme, solma, göz bebeğinde büyüme yada küçülme şeklinde olabilmektedir. Psikojenik belirtiler ile birlikte olan nöbetlerde deja vu (O anı daha önceden yaşamış gib hissetme), jamais vu (O anda çok yabancı bir yerde gibi hissetme), korku ve sinirlilik atakları şeklinde görülebilmektedir.
Kompleks parsiyel epilepsi (psikomotor epilepsi)
Genellikle midede garip bir his şeklinde başlayıp sonra hareketsiz kalarak sabit bir noktaya bakma, ağzını şapırdatma,yalanma,eller ve parmaklarıyla bir şey ile oynuyormuş gibi anlamsuz hareketler görülmektedir. O anda etrafında bulunan kişiler hastanın uyanık olduğunu aznnederek soru sorduklarında hasta cevap veremez. Bu nöbetler genellikle 1-2 dakikayı geçmemektedir.
2-jeneralize (yaygın) nöbetler: Jeneralize nöbetler absans, jeneralize myoklonik, jeneralize tonik, jeneralize tonik-klonik tiplerde olabilmektedir. Absans tipi nöbetler genellikle çocuklarda görülmekte olup 5-10 sn süren dalma atakları şeklindedir. Çocuk gözünü bir yere dikerek 5-10 sn bu şekilde dalıp kalmaktadır. Jeneralize myoklonik nöbetlerde tek ya da iki kolda ani sıçrama hareketi şeklinde nöbetler olabilmektedir. Bu sırada hasta elindeki eşyaları düşürebilir, fırlatabilir.
Jeneralize toik-klonik tipte nöbetler jeneralize nöbetlerin en sık görülenidir. Halk arasında sara nöbeti olarak bilinen tiptir. Hasta da ellerde, kollarda, tüm vücudunda kasılma-titreme şeklinde bayılmalar söz konusudur. Ağzında köpük gelme, dilini ısırma, idrar kaçırma görülebilmektedir.
Bazen de nöbetler parsiyel (kısmi) başlayıp jeneralize olabilmektedir.
Epilepside tanı nasıl konulur?
Epilepsi tanısında nöbetin görülmesi büyük önem kazanmaktadır. Bu nedenle epilepsi hastalarının nöbetinin kayıt edilmesi tanıda çok yardımcı olmaktadır. Epileopsiye neden olan beyine ait bir yapısal lezyon olup olmadığını görmek amacıyla beyin MR çelilmektedir. Epilepsi tanısını koymak ya da tanıyı deteklemek ve epilepsinin türünü tayin etmek amacıyla EEG tetkiki önemlidir.Epilepsisi olan erişkin hastaların uyanıklık EEG'sinde %50 oranında epileptiform aktivite gmrğlmektedir. Uyku sırasında çekilen EEG' de bu oran %80'lere çıkmaktadır. Epilepsisi olmayan hastalarında %2-3 'ünde EEG'de epileptiform aktivite görlebilmektedir. Bu nedenle epilepsi nöbetinin görülmesi büyük önem kazanmaktadır. PET (positron emisyon tomografi) bazı merkezlerde kranial MR ve EEG'nin bilgi vermediği durumlarda bazı hastalarda bölgesel kan akımı hakkında bilgi vermesi nedeniyle kullanılabilmektedir.
Epilepside tedavi nedir?
İlk kez nöbet geçiren hastalarda geçirilen atağın epilepsi nöbeti olup olmadığının tespiti zor olabilmektedir. Senkop, ritm bozukluğu, hipotansiyon gibi kardiyak yada hipogliisemi, karaciğer yetmezliği gibi metabolik yada yüksek ateş gibi enfeksiyon kaynaklı olmadığından emin olunmalıdır. Epilepsi nöbeti olduğundan emin olundu ise bu nöbeti uyaran uykusuzluk, ağır egzersiz, sıcak yada soğuk suya girme, nöbet öncesi seksüel faaliyet gibi faktörlerin olup olmadığı ilaç tedavisine başlayıp başlamama konusunda yol gösterici olacaktır. Epilepsi atağının altında yatan bir neden bulundu ise öncelikle bu nedene yönelik tedavi yapılması gerekmektedir. Örneğin beyin tümörü saptanan hastada tedavi cerrahi olabilmektedir. Epilepsi tedavisinde kullanılan bir çok antiepileptik ilaç bulunmaktadır. Hangi antiepileptik ilacın kullanılacağı nöbetin tipine, hastanın yaşı, cinsiyeti ve mevcut diğer hastalıklarına göre değişmektedir.